8 Aralık 2007 Cumartesi

Nevvab

Nevvab – Asiye Hanım

Asiye Hanımın doğumundan, Hz.Bahaullah ile evlenmesine kadar geçen süre ile ilgili bir bilgimiz yok. Babası Mirza İsmail Vezir-i Yalduri’dir. Mirza İsmail’e ayrıca Nevvab da denirdi. Dolayısıyla da Kızı Asiye’ye Nevvab adının dişil versiyonu olan “Nevvabe” denilirdi; ama Hz.Bahaullah, levihlerin bu adın eril versiyonu olan “Nevvab”ı kullanmıştır. Asiye Hanıma ayrıca Türkçe “Büyük Hanım” da denilirdi.

Asiye Hanım, yaşamının son döneminde sağlık sorunları ile boğuşuyordu. Hastalığının sebebi tespit edilemiyordu. Son yaklaşırken Hz.Bahaullah onu Abud’un evinde ziyaret etti. Son nefesine verirken, onun başucunda idi.
Hz.Bahaullah, Asiye Hanımı Tanrının rızası konusunda temin eder. Beyan testisinden seçkin kabul şarabını içtiğine, Rabbinin yolunda sabır ile tahammül gösterdiğine, Tanrıya, Tanrının Kitaplarına, Yalvaçlarına ve Onun İradesinin Göğünden her ne indirildiyse ona sebatla inandığına tanıklık eder. Ona, en ulu yaprak adıyla hitap eder ve ölümünün sebep olduğu hüznün, gün ışığını gece karanlığına çevirdiğini, sevinci üzüntüye dönüştürdüğünü ve Kaimin, kurban ettiği kimse için tuttuğu matem dolayısıyla tüm dünyanın kedere boğulduğunu belirtir.
Aşağıda sizi, Asiye Hanım ile ilgili olarak yazılmış alıntılarla baş başa bırakıyorum:

“Çadırının alanını genişlet, perdelerini uzat, çekinme. Gergi iplerini de uzat, kazıklarını sağlamlaştır. Çünkü sağa sola yayılacaksınız, soyundan gelenler ulusları mülk edinecek... Çünkü kocan, seni yaratandır. Onun adı Her Şeye Egemen Rabdir, İsrail’in Kutsalıdır seni kurtaran. Ona bütün dünyanın Tanrısı denir.” (Yeşaya 54:2-3, 5)

“Bu aynı yere, ve en saf dalın defnedildiği günde, annesi (Hz.Abdülbaha’nın bir levihte doğruladığı gibi), korkunç belalarına İşaya Kitabının 54. bölümünde bütünüyle tanıklık edilen, o nebinin sözleriyle, ‘Kocası, Her Şeye Egemen Rab’ olan, ‘soyundan gelenlerin ulusları mülk edineceği’ ve levhinde Hz.Bahaullah’ın ‘Onun Âlemlerinden her birinde Onun dostu’ olmak üzere belirtilmiş, kutsal Nevvab’ın bedeni de taşındı.” (Şevki Efendi)

“Onun sürgününü paylaşanlar arasından, yaklaşık kırk yıl boyunca, ona ölümünün ardından eşsiz bir hediye olarak Rabbinin kaleminden, Onun ‘Âlemlerinden her birinde daimi dostu’ olmayı kazandıran bir metanet, dindarlık, adanmışlık ve asalet gösteren eşi kutsal Nevvab’a, Hz.Bahaullah tarafından ‘en ulu yaprak’ olma hakkı verildi.” (Şevki Efendi)

“Hz.Abdülbaha’nın annesi en ulu yaprak ile ilgili olarak, Hz. Bahaullah şöyle yazdı: ‘Tüm ruhların izhar olduğu ilk Ruh, ve tüm ışıkların saçıldığı ilk Işık üzerine olsun, ey en ulu yaprak, sen kızıl kitapta zikredilensin! Sen, Tanrı tarafından Kendine ve emrinin mazharına ve zuhurunun güneşine ve işaretlerinin doğuş yerine ve emirlerinin kaynağına yükseltmek ve hizmet etmek için yarattığı kimsesin; ve kulları ile cariyelerinin Onun Yüzünden yöne çevirdiği bir sırada, sen bütün varlığınla Ona yöneldin... Ne mutlu sana, ey benim cariyem, ve yaprağım ve kitabımda zikredilen, ve yüce kalemim ile tomarlarıma ve levihlerime kazınan... İmdi en ulu makamda ve en yüksek cennette ve ebha ufkunda sevin, zira İsimler Rabbi seni zikretti. Senin tüm hayırlı şeylere sahip olduğuna, ve Tanrının seni yücelttiğine, şan ve şerefin seni çevrelediğine tanıklık ederiz.” (Bahaullah)

“Ey Sadıklar! Azametli birlikteliğe yükselen en kutsal yaprağın mezarını ziyaret ederseniz ayakta durun ve söyleyin:
Selam, salat ve baha üzerine olsun, ey Sidretü’l-Münteha’dan filizlenen kutsal yaprak! Senin, Tanrıya ve Onun işaretlerine inandığına ve Onun ipine sıkıca tutunduğuna, Onun rahmet eteğine yapıştığına, Onun yolunda evini terk ettiğine, Onun huzuru için sevgisiz ve Ona hizmet etme arzunla bir yabancı gibi yaşamayı seçtiğine tanıklık ederim. Tanrı, sana yakın gelene ve seni, kalemimin bu en büyük makamda dile getirdikleriyle anana rahmet etsin. Tanrıya dua ederiz ki bizi affetsin ve sana yönelenleri affetsin ve onların arzularını bahşetsin ve eşsiz rahmeti ile, dilekleri ne olursa olsun, üzerine versin. O, gerçekten, Kerimdir, Cömerttir. Âlemlerin Arzusu ve Onu tanıyanların mahbubu olan Tanrıya hamt olsun.” (Bahaullah)

Bu yazıda paylaşılan yazılar İngilizce kaynaklardan derlenmiş olup tümü onaysız çeviridir.

Hiç yorum yok: